sokakmedya A Ulusal Basketbol Kadrosu Başantrenörü Ergin Ataman, Vole’ye verdiği röportajda Galatasaray hakkında kıymetli açıklamalarda bulundu.
İşte Ergin Ataman’ın yaptığı açıklamalar:
Keyiflerimiz çok âlâ, Avrupa Şampiyonası hazırlıklarımız ağır biçimde devam ediyor. Dünya Kupası eleme maçları da olacak. 3 hafta boyunca ağır bir ulusal kadro periyodu olacak. 10-12 maç yapacağız.Büyük Britanya maçlarında birtakım oyuncularımızı kullanmadık. O süreç bizim için uygun geçti. Kazasız bir biçimde, net galibiyet ile geçtik. Elimizde düzgün bir takım var ve bu takımın oynayacağı basketbolun temelini attık.
Letonya ve Sırbistan ile oynayacağımız eleme maçlarında ekipler artık tam takım ile oynuyorlar biliyorsunuz. Çok güçlü bir maç serisi bizi bekliyor lakin biz de düzgün bir grubuz. Bu dönem Anadolu Efes’te 85 tane resmi maç yaptık. Bunun üzerine bu grubun final oynayacağını düşünürsek örneğin Larkin 100 maça çıkmış olacak. Kamplarda artık NBA idmanı üzere idmanlar hazırlıyoruz ve oyuncuların maçtan keyif almasını sağlıyoruz.
“HAYALİM VE AMACIM AVRUPA ŞAMPİYONLUĞU”
Avrupa Şampiyonası ve NBA’den gelen oyuncuların durumunu nasıl buldunuz?
Furkan da Cedi de Alperen de çok istekli bir halde geldi. Cedi Osman, NBA’deki istikrarını koruyor. Avrupa Şampiyonası, NBA’deki konferans finalleri sertliğinde oynanacak. Avrupa Şampiyonası’nı 5. viteste oynamak zorundasın. Benim hayalim belirli. Buraya ülkeme madalya kazandırmak için geldim. Hayalim ve gayem Avrupa şampiyonluğu ve şampiyon da olacağız.
NBA’de oynayan Ömer Faruk’un ulusal kadroya gelmemesi için yorumunuz nedir? Ulaşamadığınızı söylediniz?
Ömer Faruk, Britanya maçında bize çok âlâ katkı vermişti. Ömer Faruk akıllı bir çocuk. Britanya maçında 15-16 dakika oynadı. Az müddet aldığını düşünerek bu şampiyonaya gelmediyse, NBA’de nasıl oynayacak? Ömer Faruk konusunda çoğunlukla menajer tesiri olduğunu düşünüyorum. Ömer Faruk’un takıma katılmayacağı bilgisi geldiğinde çok şaşırdık. Kendisine ulaşmaya çalıştık lakin bizim telefonlarımıza çıkmadı.
Amerika’da tüm dönem onları takip eden Mehmet Okur da ulaşmaya çalıştı fakat bizi menajerine yönlendirdi. Ömer Faruk’un menajeri, oyuncusu için bu sene Miami’de kıymetli bir yıl geçireceğini ve şampiyonada oynayamayacağını belirtti. Ulusal Kadro’ya gelip Avrupa Şampiyonası’nda oynamayacak olması kendisi için büyük bir kayıp olur. Stratejik planlama yaparken Ömer Faruk’u bir koz olarak kullanıyorduk. Kampın başlamasına 2 gün kala Ömer Faruk, Lider Hidayet Türkoğlu’nu arayıp bize söylediği şeylerin birebirini söylemiş.
Başkan da bunun kabul edilemez münasebet olduğunu söylemiş. Bakın burası bir kulüp grubu değil, burası Mili Ekip. Ulusal Ekipte hisler daima öne çıkar. Biliyorsunuz Türkiye’de beşerler Türk bayrağını korumak için çok büyük fedakarlıklarda bulunuyorlar. Bizler de basketbol adamları olarak yapmamız gereken kendi alanımızda Türkiye için en uygununu verebilmek olmalıydı!
Amerikalı bir menajerin bu ulusal hislere sahip olmaması doğal, o menajere de değerli yaptırımların yapılacağını ümit ediyorum. Menajerin bu durum, Ömer’in gelmemesi umurunda değil! O da bundan ziyan görmeli! Burada kaybedeceklerini de düşünmeli. Bu usul bir menajere bundan bu türlü Türkiye’de iş yaptırılmamasını istiyorum. Ömer, kendine güvenen bir oyuncu olsa, ‘Burası Ulusal Grup ve daha düzgün olduğumu burada göstereceğim’ diyeceğine, Miami’de idman yapacak.
“TÜRK HALKINDAN ÖZÜR DİLEMELİ”
Peki Ömer Faruk’a ulusal grup kapısı kapandı mı?
Ömer Faruk’un çıkıp Türk halkından özür dilemesi lazım. Zira bu bir mazeret değil. Bakın Amerikalı Larkin, Türk Ulusal Kadrosu’nda seve seve oynuyor. Burası Ulusal Takım! İstediğim vakit gelir, istediğim vakit gelmem diyen adama Türk Ulusal Grubu kapısı kapalı.
‘Ben konuşmak istemiyorum’ menajerimle konuşun diyemezsin. Amerikalı menajer benim muhattabım değil. Ailesi, yakın etrafı ve toplum Ömer Faruk’a gerekli dersi verecektir. Bu toplum sabaha karşı onları NBA’de izleyip gurur duyuyor. Antetounmpko, Jokic, Doncic, Dragic üzere isimler en hoş örnek. ‘Gelmiyoruz’ deseler kimse bir şey demez lakin geliyorlar. Bu isimler oynarken Ömer’in olmaması kendisi için de bir kayıp! Ve bu grubun da değerli kesimi idi. Stratejik olarak ona gereksinimimiz olduğunu düşünüyorduk. Ben Ömer Faruk’a kızgın değilim, kırgınım. Kusurunu kabul edip Türk halkından özür dilemeli. O vakit seve seve ulusal kadroya yine çağırırız.
Milli Gruba aidiyet ve forma sevgisi mi azaldı sizce?
Başarı olmayınca, oyuncuların aidiyetleri de kayboluyor. Dönem içerisinde oynanan ulusal maçlar güya kadroların B grubu üzere. FIBA’nın yapmış olduğu yanlışlar da var. Burada FIBA ile Euroleague takvimin çakışmasının da tesiri büyük. O bedeli tekrar yerleştirmemiz lazım.
Milli Grup’ta yine o heyecanı yaratmak lazım. Ulusal Gruplar, ülke sporunun bayrağıdır.
Milli Kadro teklifini kabul etme süreciniz nasıl yaşandı?
Milli Kadro’nun teklifini kabul etmem çok güç olmadı. Bu türlü bir teklifi reddetme üzere bir durum kelam konusu olamaz. Ulusal Grup’ya gitmem aslında benim için bir risk. Biz 2 sene üst üste Euroleague’i kazandık. Ben bu yazı her gittiğim yerde ‘Şampiyon koç’ olarak ağırlanıp tatil yapabilirdim.
Bu Ulusal Grup, bu ulusal bir vazife. Her türlü fedakarlığı yapmaya hazırım. Ve gerçekten bir de milliyetçi, basketbol ve spor aşığı olan Anadolu Efes’te liderimiz Tuncay Özilhan da kıymetli fedakarlık gösterip müsaade verdi. Zira dönem başında grubumun hazırlıklarında bulunamayacağım.
Ergin Ataman bir gün Galatasaray’a döner mi?
Koç olarak Galatasaray’a dönmem çok sıkıntı. Profesyonel bir antrenör olarak buna hayır diyemem. Bir teklif gelirse değerlendirebilirim. Galatasaray kulübünün basketbol konusunda kaydetmesi gereken ilerlemeler var. Geçen sene ortasından itibaren bir fitil yandı ve bunun daha da ileriye gitmesi gerekiyor. Her şeyden evvel Galatasaray’ın bir an evvel kendisini EuroLeague tarafına atacak formülleri düşünmesi lazım.
Galatasaray taraftarı ve topluluğu bunu istiyor. Bir defa Galatasaray’ın spor salonuna muhtaçlığı var. 2016’da Eurocup’ı kazandığımız vakit periyot liderimiz Dursun Özbek ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan beyefendisi ziyaret ettik. O ziyarette bir salon projesi ortaya kondu. 15 bin kişilik salon projesi idi. Müsaadeler de verildi. Lakin 6 yıldır yalnızca stat önünde tabela duruyor. Spor salonu yapmak sıkıntı bir şey. Fakat Galatasaray’ın buna gereksinimi var. Zira Galatasaray’ın, Türkiye’deki en büyük rakibi kim? Fenerbahçe… Fenerbahçe son 10 yılda Avrupa basketbolunda bir marka oldu. Bu markayı çalıştığı hocalar, getirdiği oyuncular ve salonu ile oldu. Galatasaray bunu yapmadı, yapamadı.
Fenerbahçe topluluğu nasıl sponsor bulup o salonu yaptı ise biz de çok büyük topluluğuz, biz de o salonu yapıp inşa etmeliyiz. Ayrıyeten Galatasaray’ın genç Yunanlı koçu var. Umarım bu dönem da Avrupa’da çok başarılı olur. Ligde değil ancak ( Gülüyor!) Ben gönülden Galatasaraylı olan bir spor adamıyım ve her vakit için de Galatasaray sevgisi olan bir genel şura üyesiyim. Her branşta Galatasaray’ı destekliyorum. Galatasaray taraftarının bana olan şartsız dayanağı için teşekkür ediyorum.
Galatasaray başkanlık hayaliniz var mı? Yoksa son devirde yaşanan ibrasızlıklar vs sizi bu fikirden uzaklaştırdı mı?
Ben 6 yıllık Galatasaray genel şura üyesiyim. Lider adayı olmaya hak kazanmam için 4 yılım kaldı. Bakın benim Galatasaray’daki başkanlık gayem, hayalim latife, espri değildi! Bunu sen de biliyorsun. Birçok genel konsey üyesi arkadaşımın da niyetleri beni bu hayale etti. Ben yürekli, hiçbir şeyden çekinmeyen beşerim. Lakin açık konuşmam gerekli. Galatasaray’da Temmuz ayında yapılanı geçiyorum, son genel şuralar beni korkuttu. O tablo Galatasaraylılığın dışında Bir koltuk hengamesine dönüştüğünü gördüm orada. Bu ibra etmemek, genel heyette kümeleşmelerin olması, koskoca 20-25 milyon taraftarı olan topluluğun belirli bir zümre tarafından denetim altına alınmaya çalışılması benim hayalimdeki ‘Büyük Galatasaray’ yapısı ile örtüşmüyor! Galatasaray’da çok büyük sessiz bir çoğunluk var. Herkesin içinde olduğu bir idare stili ile geniş kitlelerin içinde olduğu bir Galatasaray hayal ediyorum. Avrupa’da kendini ispat etmiş bir spor adamı olarak, iktisat eğitimi almış bir Ergin Ataman olarak, yurt dışında çalışmış, spor kulüplerini incelemiş bir isim olarak Galatasaray’da yönlendirici olmayı hayal ediyordum. Ancak gördüm ki o denli değil! Sistem şu an o denli çalışmıyor Galatasaray’da. Bu genel konsey anlayışı 4 yıl sonra ben başkanlık için yola çıktığımda benim ardımda olmaz. Bunun için Genel heyetlerdeki bu anlayış devam ettiği sürece bu amacımı, hayalimi Galatasaray Başkanlığı fikrini bir kenara koydum. Şimdilik dışarda bırakalım. Daha 4 yıl var. Neler olacak göreceğiz! Ben şu anda Türk spor adamı olarak kendi mesleğimde ülkeme, Avrupa’nın en büyük, itibarlı basketbol kulübünde, Ulusal Ekipte daha düzgünlerini yapmak istiyorum. Türkiye ve Avrupa’nın en itibarlı basketbol kulübünün koçuyum şu anda.
